Anadolu'da
 Bilişim Fırtınası


















 Sayın
 Rektörüm,  Sayın Konuklar, Sayın katılımcılar, Sayın Basın
mensupları, netdaşlarım; hepinize,  yürütme kurulu adına,  17.
Akademik bilişim Konferansına hoş geldiniz  diyorum.  Bu
konferansın gerçekleşmesinde emeği geçen herkese, başta
Rektörümüz, Rektör Yardımcımız ve 
 İktisat fakültesi Dekanı
Cengiz Hakan Aydın olmak üzere tüm  ekip elemanları olmak
üzere,  tüm Anadolu  Üniversitesi mensuplarına,  sponsor
firmalarımıza,  bildiri veren, seminer veren, panellerde konuşan
tüm katkı  verenlere, tüm konferans katılımcılarına teşekkür
ederiz. 
Konferans
öncesi kurslarında ders veren hocalarımıza ve kurumlarına çok
teşekkür ederiz.

Bu
konferans, hem bildiri başvurusu, sunumu, Kurs sayısı, kurs
başvurusu, kursa katılan kişi, ve yurtlada aklan kişiler
bakımından bir önceki yıla yaklaşık 2 ye katladı. Kolay
kırılamıyacak  bir rekora ulaştı. Bunda  muhakkak ki çok iyi
planlama yapan ve hayata geçiren yerel komiteye Cengiz hocanın
yanında, Salih Gümüş, Erdem Erdoğdu, Abdulkadir Karadeniz olmak
üzee,  pek çok kişinin fedakar çabasına, KYK yurtlarının
desteklerine

Bu
Konferans Neyi Amaçlıyor ?

Akademik
Bilişim  Konferansını İnternet ve Bilişimin dünya ve ülkemizde
yarattığı etki  açısından  değerlendirmek gerekir.  Bizler, 
İnterneti Sanayi  Devrimi boyutlarında bir gelişme olarak 
görüyoruz. Sanayi  Devrimi, Sanayi Toplumunu getirdi,  İnternet de
 Bilgi Toplumunu getirecek.  İnsanlık İnternetin tetiklediği 
adına Bilgi Toplumu ya da Bilişim Toplumu dmeye çalıştığımız,
bu yeni  toplum biçimine geçişin sancılarını ve çalkantılarını
yaşamakta.  Sektörler yeniden yapılanmakta, meslekler yeniden
şekillenmekte, ekonomiler ve toplumsal yapı yeniden
düzenlenmektedir.  Sosyal ağlar milyonları örgütlemekte,
rejimleri sarsmakta, yer yer devirmeye vesile olmaktadır.  Sosyal
ağlar halkla ilişkiler, tanıtım, pazarlama, iletişim ve
örgütlemeyi yeniden tanımlamaktadır.  İnternetin temsil ettiği
değişim, bağımsız ve yaratıcı bireyleri öne çıkartmakta,
hiyerarşik olmayan ve ağ yapılarını içeren toplumsal modelleri
öne çıkartmakta; katılımı ve saydamlığı, demokrasiyi,
gelişmenin önemli bir parçası ve etmeni olarak öne
çıkartmaktadır.

İnternetle
somutlaşan bilgi ve iletişim alanındaki gelişmeler,
üniversitelerin konumunu; teknoloji politikalarını, ar-ge,
inovasyon,  uzaktan eğitim, ömür boyu eğitim gibi kavramları
yeniden tanımlamaya zorlamaktadır. Bu değişim,  hayatın her
boyutunu köklü olarak değiştirmeye başlamıştır.  Ülkemizi
bütün dünya ile birlikte  bilim ve bilgi ağırlıklı bir rotaya
girmeye, bir başka deyişle, Bilgi Toplumuna yönelmeye zorluyor. 
Bu değişimler devrimsel değişimlerdir. Nasıl sanayi devrimi
sancılı olduysa, Bilgi Toplumuna dönüşüm de uzun ve sancılı
olacaktır

Bizler
bu konferans dizisini İnternetin tetiklediği bu değişime ve bu
meydan okumaya Türk Üniversitelerinin cevabının arandığı ve
oluşturulduğu bir platform olarak görüyoruz.  Akademik Bilişim
konferansları, üniversitelerde bilgi teknolojileri konusunda ilgili
grupları bir araya getirerek, bilgi teknolojilerini   tüm
boyutlarıyla  tartışmak, tecrübeleri paylaşmak, ve ortak
politika oluşturmak amaçlarıyla ulusal boyutta 1999′dan beri
yapılmaktadır.  Bu nedenle, bilimsel bildirilerin yanında,
seminer, çalıştay ve paneller, teknoloji bildirileri, özel sektör
deneyimleri ve konferans öncesi kurslar önemli yer tutmaktadır.  

Akademik
Bilişim Konferansı,  büyük şehirlerin dışında, Anadolu
Üniversitelerini dolaşmakta , ve yapıldığı şehri bir Bilişim
Fırtınası ile sarsmaya çalışmaktadır.  Konferans 
üniversitelere yönelik gözüksede internet ve bilişimle ilgilenen
herkese açık ve ücretsizdir. Öğretmenler, lise öğrencileri,
ana babalar, iş dünyasına kapımız açıktır. Meslek odaları,
ticaret ve sanayi odaları, baroları da aramızda görmek isteriz.
Basın ve TV'leri de bu Bilişim Fırtınasına çekmek isteriz.

Türkiye
Bilgi Toplumu Yarışında Nerede ?

Ülkemizdeki
 durumu ben "parçalı bulutlu" olarak görüyorum. Önemli
gelişmeler olsada, Ülkemiz bir bütün olarak, işin boyutlarını
kavramış, katılımcı mekanizmalarını kurmuş, strateji ve eylem
planını yapmış, emin adımlarla ilerleyen bir görüntü
veremiyor. 

Internetin boyutları konusunda bir kaç rakam verirsek: 3 milyara yakın insan internet kullanıcısı. İnternete kayıtlı bilgisayar sayısı 1 milyarı aştı. 950M web var. 140M’sı uluslararası, toplam 276M kadar alan adları var. Blog ve video sayısının yüz milyonlar ölçüsünde olduğunu biliyoruz. Google artık sayfa sayısı vermiyor, ama 2008 de 1 trilyon URL'e ulaştığını açıklamıştı. Facebook milyarı aştı (1.350B), twitter 284-645M , Linkedin 260M, wordpress 75+600 M blog var, vine 40M, instagram 200M, Pinterest 70M. Türkiye’ye gelince 16-74 yaş grubunde kullanım %53, Erkekler %63.5, Kadınlar %44.1, bu orta doğu anadoluda %37.6, % 50.5 % 24.2 düşüyor . Düzenli kullananlar 44.9, 54.3. 35.5. Internete kayıtlı bilgisayar 7.2 milyon rapor edildi. TR altında 357 bin alan adı var. Yurt dışında da 1.3M civarında var . Kabaca değerlendirirsek; dünya ortalamasını yakaladık ama, Avrupa ortalamasını yakalayamadık.

Uluslarası indekslere durum, parçalı bulutlu; coğunlukla bulutlu. ITU indeksilerinde durum: ICT gelişmede 68/166, beceride 48/166 , internet kullanımında 77/166, erişimde 61/166. Fiyat sepetinde ise 67/166. Dünya geniş bant indeksinde 70/173. Dünya ekonomik formu indeksinde uzunca bir dönem geriledik; indeksi değiştirdiler, 70'lerden 52'ye sıçradık, 45 ve bu sene 51/148. Yine Dünya Ekonomik Forununda Rekabet indeksinde bir sıçrama yaparak 59 dan 43'e sıçradık, 44/148. Ama, WIPO ve INSEAD'ın ürettiği Inovasyon indeksinde 54. Birleşmiş Milletlerin e-devlet indeksinde 71/192 ama e-katılımda 111/192 sıradayız. İnsani gelişme, demokrasi, basın ve ifade özgürlüğü, ve toplumsal cinsiyet indekslerinde çok kötüyüz; 69/192, 125/142, 154/179 . WWW vakfının sıralamasında 58/81 durumdayız: bu özgürlük, içerik ve yarar alt indekslerinde de aynı civarda.

Türkiye İnterneti gelişiyor. Mobilde ilginç uygulamalar var, en yeni cihazları alıyoruz. Finans sektörümüz internet işinde oldukça başarılı. Kamuda Maliye, Sağlık, Adalet sisteminde önemli projeler var. E-devlet hizmetleri sunumunda Avrupa ortalamasının üstündeyiz. Büyük özel sektör interneti oldukça iyi kullanıyor. Okullar için 8 milyarlık Fatih Projesi yürüyor görüntüsü veriyor. Çeşitli ar-ge teşvikleri var, teknokentler çoğalıyor. İnternet ve Bilişimle ilgili bakanlarımız var.

  Özgürlükler-güvenlik
dengesi,  güvenlik lehine  bozululmaya devam ediyor. İnternetdeki
önemli gelişmelerin özgürlük ortamında, farklı ve aykırı
düşüncelerin yeşerebildiği, hoşgörü ve rekabetin olduğu,
hukuk devletinin yerleştiği ortamlarda geliştiği pek fark
etmemekte  israrcıyız.
Kısaca,
Türkiye gemisinin rotasını Bilgi Toplumuna henüz döndüremedik!

Ülkemizin
gündeminde olan Fatih  hakkında bir kaç noktaya değinmek
istiyorum.  Fatih projesi çok endişe verici bir şekilde gelişiyor.
 Ortada kapsamlı bir yol haritesi ve yönetim gözükmüyor.  Eğitim
ve bilişim sektörü büyük ölçüde devre dışı. İnternete
kapalı tabletlerin mantığını anlamak mümkün değil. Pardus
projesinde ciddi hatalar yapılmasının aardından, kamuda “acik
kaynak”  yönünde bir eğilim  söz konusu olur.  Umarım,
ülkemi,z özgür yazılım konusunda  tutarlı bir politikayı
katılımcı ve saydam bir şeklide oluşturur. 

İnternet
Tehdit Altında

Her
devrimsel gelişmede birileri kaybeder, birileri kazanır. Kaybetme
korkusunda olanlar değişime direnir. Ansiklepodiler kaybetti,
bilimsel dergiler yavaşta olsa kaybediyor. Sayısal ürünlerde
marjinal maliyet ve dağıtım maliyetinin pratik olarak sıfır
olması, Fikri Haklarda ciddi bir sorunu yarattı. Film, Muzik ve
İlaç endüstrisinin başı çekmesiyle, İnternet’e  Fikri Haklar
nedeniyle ciddi bir saldırı var. PIPA, SOPA tasarılarının
ardından ACTA, CISPA ve ITU ile, hukukun evrensel ilkelerini
çiğneyen uygulamalara kapıyı açan bir bakış açısı öne
çıkıyor: “korsan” bahanesiyle, yargısız infaz ile orantısız
cezalandırma söz konusu. İnsanlık, yaratıcılığı teşvik
etmek zorunda, ama bu değişen teknolojiler ışığında geniş
kitlelerin hayati çıkarlarını gözönüne alarak makul bir
düzeyde olmalı.

Bu
kapsamda ülkemizin  gündeminden hiç çıkmayan internet
düzenlemesinin, interneti zapturapt altına çabasının, bir yandan
hukuk devleti   ilkelerine, anayasamıza ve AIHS'e aykırı
olacagını, ifade ve basın özgürlüğüne ciddi darbe vuracağına,
ülkemizin gelişmesine ciddi   zarar  vereceğine bir kere daha
dikkat çekmek isteriz. Kişisel verilei korum ayassı “korkutucu”.

İnternetden
Korkmayın!

İnternet
yaşamın her boyutunu değiştiriyor; bir devrimsel değişimin
temsilcisi. Teknolojiler ise kaygan. Bu değişimi zapturapt altına
almak hem zor, hem de tehlikeli; önemli gelişmeleri engellemek söz
konusu. Bu nedenle, düzenlemelerin, asgari, platformdan bağımsız,
yavaş ve çok dikkatli yapılması gerekir. İnternet, sosyal
ağlarla, yeni medyayla, kitlesel projelerle, pek çok insanı
tedirgin ediyor. Biz diyoruz ki, İnternetden Korkmayın! Onu
öğrenin! Olanaklarını ve olası risklerini öğrenin. İnterneti
kendinizi geliştirmek, işinizi geliştirmek, daha iyi yapmak, daha
iyi dünya vatandaşı olmak için kullanın. Nasıl elektriği,
telefonu kullanıyorsanız, interneti de aynı ölçüde doğal,
yaşamın bir parçası olarak kabul edin. Kendinizi özgürleştirmek,
yenilemek için kullanın. Demokrasiyi geliştirmek, bir yurttaş
olarak katkınızı göstermek için kullanın, toplumsal katılım
ve denetim için kullanın.

Bu
konferans dizisinde eğitim seminerleri önemli bir rol oynamıştır.
Bilişimci yetiştirmenin, yeni gelişmeleri aktarmanın, insanların
ellerini kirletmekten geçtiğini bildiğimiz için  hem  konferans
öncesi hemde  konferans sırassında eğitim seminerlerine yer
veriyoruz.  Konferans öncesi eğitimler önceleri 1 gün, 1 salonda
30-40 kisinin eğitimiyle başladı. Sonraları gelişti. Çok sayıda
yeni üniversite kurulduktan sonra 4 günlük kurslara başladık. O
da tek salonda başladı. Bu konfereransta  ise yaklaaşık 1250 
öğrenciye  34 konuda  konuda  39 salonda 100 civarında egitici ile
 eğitim verdik.  Kursların ve eğitim seminerlerin ana teması
Linux, açık kaynak ve Özgür Yazılımlardır.  Bizler, bunların
ülkede bilişimin gelişmesi, rekabet gücü, istihdam, tasarruf,
güvenlik açılarından önemli olduğunu düşünüyoruz. 

Özgür
Yazılıma Eşit Şans Tanıyın !

Açık
kaynak ve özgür yazılım konusunda Üniversitelere önemli
görevler düşmektedir. En başta temel bilişim eğitimin markadan
bağımsız, kavram temelli eğitim olması gerekir. Bu eğitim
öğrenciyi tüm seçeneklerle çalışabilir konumuna getirmesi
gerekir.  Daha temelde, MEB'in temel bilişim eğitimini yüzeysel ve
tekele odaklı eğitim yerine, kavram temelli; konunun etik, estetik,
güvenlik, mahremiyet boyutlarınıda kapsayan temel mantığını,
olanak ve sınırlarını anlatan kademeli bir eğitimi gündeme
alması gerekir. 

Her
üniversite öğrencisinin Linux ve özgür yazılımlara  tanışmış
olması gerekir. Üniversitenin kendisinin markalara bağımlı
olmadan, tüm seçenekleri fayda, maliyet, taşınabilirlik, bakım
gibi kriterler açısından değerlendirerek seçim yapmasını
gerekir diye düşünüyoruz. Üniversitelerin açık kaynak’in
yanında, Açık Erişim ve Açık Ders Malzemesi projelerini daha
yakından takip etmesi ve desteklemesi gerekir.  Üniversitelerin,
ülkede bilgi birikimine  ve insan gücü yetiştirmeye katkıda
bulunması gerekir.  Bu  bakımdan, hem özgür yazılımlara  destek
olması, hemde internet servislerini kendisi çalıştırması 
gerekir.

Konferansta,
toplam 144 oturum var. 17 Panel, 5 Çalıştay, 23 seminer ve 22
Teknoloji sunumu oturumu gerçekleşecektir.  Toplam 78 Bildiri
oturumunda 280 civarı bildiri sunulacaktır.   Oturumlar arasında,
e-öğrenme, özellikle açık ve uzaktan eğitim öne çıkmaktadır.
 Güvenlik,yazılım,  veri madenciligi,  sosyal ağlar, gömülü
sistemler, Mobil uygulmalar, algoritmalar, edevlet, üniversite
sismleri agırlıklıdır .

Biz,
düzenleyiciler olarak, bu konferansı bildiri sunma ve yayınlamanın
çok ötesinde bir bilgi ve deneyim paylaşımı, fikir
kıvılcımlarının aktarıldığı, ortak sorunların tartışıldığı,
ve çözüm arandığı bir ortam olmasını hedefliyoruz. Esas olan
diğer bildirileri dinleme, tartışmaya katılmadadır; bildiri
sunma buna vesile olduğu için önemlidir. Bir konferans aynı
zamanda sosyal bir birlikteliktir; yeni dostlukların, ortaklıkların,
projelerin ortaya çıktığı ortamlardır. Tüm katılımcıların
3 gün boyunca konferansta kalmasını, tartışmalara katılmasını,
istiyoruz.

Konferansın
sonunda bir degerlendirme toplantısı yapacağız. Konferansı daha
iyi nasıl yaparız? Başka neler yapabiliriz konularını sizlerden
gelecek  geri beslemelerl ışıgında düşünmek istiyoruz.

Biz,
İnterneti çok önemsiyoruz. Bu konferansları da ülkemizde
üniversiteler ve internetin gelişmesine katkı verecek bir
platform, ortak akıl için bir ortam olarak tutmaya çalışıyoruz,
çalışacağız, bu davet bizim!

Katkı
veren herkese tekrar teşekkür eder, başarılar dilerim.